Başınız Güneşe Geçmesin!


      Ha geç kaldı ha geliyor derken sıcaklar geldi çattı. Hem de öyle bir geldi ki, bir geldi, pir geldi. Eğer sekiz yaşında değil ve Aydın'da yaşıyorsanız hayat gerçekten fazla sıcak. Her yıl olduğu gibi sanırım bu yılda Afrika sıcaklarına maruz kalacağız. Ülkemiz coğrafi konum olarak öyle bir yerde konumlanıyor ki, yıl içinde birçok farklı basınç merkezlerinden etkilenebiliyoruz. İzlanda alçak basıncı, Sibirya yüksek basıncı,  Asor yüksek basıncı ve Basra alçak basıncı bizi fazlasıyla etkiliyor. Balkanlardan gelen soğuk hava dalgası veya güneyden gelen Afrika sıcakları da cabası. Düşündümde biz ne kadarda dışa bağımlı bir ülke haline gelmişiz. Bu kadarda olmaz ki canım.. 

   Ülkemiz an itibariyle aşırı sıcakların etkisinde bulunmaktadır. Sıcaklık öyle ki yer yer farklılık gösteriyor. Güneşte 45, gölgede 40, arabada 35, evde 25. Tabi bunda küresel ısınmanın da etkisi görülebilir. Küresel ısınma konusuna daha önce de değinmiştim fakat artık anladım ki bu tamamen Rusya'nın oyunu. Yüzyıllardan beri Rusya'nın yegane amacının sıcak denizlere inmek olduğunu hepimiz biliriz. Fakat Ruslar gördüler ki bu artık pek de mümkün değil. Peki ne yaptılar? Madem sıcak denizlere inemiyoruz o halde bizde denizleri sıcaklaştırırız dediler. Bu vesileyle tüm dengeleri bozdular. Ah şu Ruslar... Onların yüzünden de şu an Afrika sıcaklarının ceremesini biz çekiyoruz. Peki bu sıcakların Afrika sıcağı olduğunu nasıl anlayabiliriz? Çok basit. Öncelikle milli sıcaklık ölçme birimimiz olan yumurtayı alıyoruz. Köy yumurtası olması organiklik açısından daha yararlı olacaktır. Sonra fazla işlek olmayan bir asfalt buluyoruz ve yumurtamızı asfalta kırıyoruz. Asfalta kırmış olduğumuz yumurta güneşte pişiyorsa Afrika sıcağıdır. Akı pişiyor sarısı pişmiyorsa normal sıcaklıktasınızdır. Sarısı pişiyor akı pişmiyorsa yumurta bozuktur. Bu durumda deneye yeni bir yumurtayla en baştan başlamanız gerekecektir. Asfaltta da dikkatli olun pişen siz olabilirsiniz.

   Peki Aşırı Sıcaktan Korunmak İçin Nasıl Önlemler Alabiliriz?

   Öncelikle aşırı sıcaktan korunmanın en etkin yolu dışarı çıkmamaktır. Bu yöntemi denemenizi şiddetle tavsiye etmem gerekir. Fakat şiddet yanlısı bir insan olmadığım için sadece öneriyorum.
    İkinci husus olarak ise bol sıvı tüketmelisiniz. Fakat tükettiğiniz sıvının ne olduğuna dikkat etmelisiniz. Zira sıvı sıvıdır diyerek her önünüze geleni içerseniz durum vahimdir. En önemlisi de alkol tüketmeyiniz. Eğer alkol tüketerek sıcağa çıkarsanız güneş çarpar, toplar, çıkarır, böler ya da karekökünüzü falan alır. Bu yüzden alkole hayır diyoruz.

   Üçüncü husus olarak öğle saatlarinde dışarı çıkmanız gerekiyorsa yanınıza şemsiye alınız. Zira şems esasen güneş demektir. Eğer şemsiye kullanırsak şemsiyenin asıl amacına uygun olarak kullanılmasını sağlamış oluruz. Ayrıca bir de Rihanna gibi bir edepsizin umbrella isimli şarkısına yüklediği mana var tabi. İçimden ziyadesiyle sövmek geçerken kendimi zor tutuyorum. Milyonları arkasına alıp beyin sulandırma olayını bu tür şeytani insanlardansa bırakalım güneş yapsın diyebilirsiniz. Haklısınız...


   Güneşten korunmak için önerebileceğim bir diğer husus ise eğer öğle saatlerinde dışarı çıkmanız gerekiyorsa gölgeden yürüyün. Kıyım kıyım yürüyün. Gölge yoksa şayet, güneşin dik gelen ışınlarına karşı eğik yürüyün. Kafanızı da öne ya da arkaya doğru sarkıtırsanız dik gelen ışınlara karşı korunmuş olabilirsiniz. Bir müddet böyle devam ettikten sonra bir süpermarketin şarküteri reyonunda soluklanın. Orası serindir. Tabi müşteri görünümünde olmanız ve alıcıymış gibi davranmanız yararınıza olacaktır. Soluklandıktan sonra devam edebilirsiniz. Bir de güneşten gelen zararlı ışınları yansıtmak için parlak giysiler giyebilirsiniz. Peki bu ışınları nereye yansıtacaksınız? Bu tam bir muammadır. Yani diğer insanların üzerine yansıtacaksanız sonuçlarına katlanmanız gerekebilir. Eğer bu ışınları tekrar güneşe yansıtabilirseniz onu kendi silahıyla vurmuş olacaksınız. Kendinizle ne kadar gurur duysanız azdır. Ozon tabakasını deldiğimiz yetmemiş gibi sanırım bunu da başarabiliriz.

   Bir de eğer isterseniz bazı amcaların yaptığı gibi bir mendili dört ucundan düğümleyip, ıslatarak kafanıza geçirmek suretiyle geçici bir çözüm bulabilirsiniz. Karizmayı çizdiricem korkusu ağır basıyor değil mi? Siz bilirsiniz. Tabi bazıları sıcakları fırsata dönüştürmek isteyecektir. Evet bronzlaşmak için kendilerini bronz, gold ve platinium seçenekleriyle sahil kenarına atacak olanlardan bahsediyorum. Atletle güneşlenip Alman bayrağına dönüyorsunuz. Dikkat edin. Amiyane tabirle amele yanığı diyoruz biz buna. Bir de güneş yanıklarına karşı vücuduna yoğurt sürenler var. Yapmayın. Yoğurt zehirlenmelere iyi gelir. Yanıklara değil. Oldu olacak üstüne iki de salatalık doğrayın olsun bitsin. Başınız güneşe geçmesin. Dikkat edin..

   Hadi biz değil de sıcağın bağrında ekmek parası peşinde olan insanlar ne yapsınlar? Allah yardımcıları olsun.   Biz bu sıcaklar karşısında böylesine etkilenirken cehennem ateşinde ne yaparız? Allah bizleri cehennem ateşinden korusun dostlarım. Esenlikle ve sağlıcakla kalın..

   Ne derler bilirsiniz.
   Varsa çalıştır vantilatör dönsün fırfır.
   Fazla güneşte dolaşma olursun cırcır.

Yorumlar

Popüler Yayınlar